Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin geçtiğimiz haftalarda TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından yurdun dört bir yanında hayvanlara işkence ve hayvan katliamları baş gösterdi. Niğde ve Ankara’da yaşanan katliamların ardından geçtiğimiz günlerde Manisa Salihli’de Muzaffer Şen isimli vatandaş üç yavru kediyi başlarına vurarak katletmişti.
Katliamın ardından İzmir Yaşam Hakları Savunucuları ve Salihli’deki hayvan severler Salihli Demokrasi Meydanı’nda bir araya gelerek katliama karşı basın açıklaması düzenledi.
Grup, “Katlettiğiniz hayvanlar sonunuz olacak”, “Katiller içeri, hayvanlar dışarı” ve “Kafesleri parçala” sloganları atarak yaşanan katliamlara ses yükselttiler. Hayvan severler adına açıklamayı, İzmir Yaşam Hakkı Savunucularından Gizem Tarhan yaptı.
“BU ŞİDDET İKTİDARIN KANLI YASALARINDAN CESARET ALIYOR”
Yasanın geri çekilmesi çağrısının yapıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Manisa Salihli’de yavru kedileri fırça sapı ile vahşice katleden Muzaffer Şen’in bu kan donduran barbarlığı karşısında derin bir öfke içindeyiz.
Bu insanlık dışı saldırı, yalnızca savunmasız hayvanları hedef almakla kalmamış, aynı zamanda toplumun vicdanına karşı işlenmiş bir suçtur. Bu şiddetin, iktidarın kanlı ve adaletsiz yasalarından cesaret aldığını çok iyi biliyoruz.
Hayvan haklarını sistematik olarak göz ardı eden, şiddeti neredeyse teşvik eden ve suçu cezasız bırakan bu politikalar, Muzaffer Şen gibi katillerin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Bu nedenle, yalnızca bu caniyi değil, aynı zamanda hayvanlara yönelik şiddeti normalleştiren mevcut düzeni de şiddetle kınıyor ve teşhir ediyoruz.
Toplumsal güvenliğimizi tehdit eden bu tür kişiler, en ağır cezalarla yüzleşmeli ve toplumdan derhal uzaklaştırılmalıdır. Hayvanlara yönelik her türlü zulüm, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve bu suçun cezasız kalması, gelecekte daha büyük vahşetlerin yaşanmasının önünü açmaktadır.
Bu nedenle, hayvanlara uygulanan şiddetin bir an önce durdurulması ve faillerin hak ettikleri cezayı alması için adalet mekanizmalarının derhal harekete geçmesini talep ediyoruz.
“BU VAHŞETİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ”
Dün Manisa adliyesine giderek içeri girmek isteyen avukat arkadaşımız ve diğer hayvan hakkı savunucuları da adliye kapısında polis duvarı ile karşılaştı. Hak savunucuları hiçbir yasal dayanak olmadan “yasak” denilerek usulsüzce içeri alınmadılar!
Ne kadını ne çocuğu ne hayvanı koruyabilen emniyet mensupları bir kere daha faili korudu! Biz, bu vahşeti asla unutmayacağız, olayı takipte olacağız ve suçluların hesap vermesi için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Yavru kedilerin çığlıkları, bizler için bir adalet çağrısıdır; bu çağrıya kulak tıkayan herkes, bu suçun bir parçasıdır.
“BASİT BİR KEDİ KATLİAMI DEĞİL TOPLUMSAL VİCDANIN KATLEDİLİŞİDİR”
Bu olay, basit bir kedi katliamı değil, toplumsal vicdanın katledilişidir. Hayvanlara yönelik şiddet ve işkence, insanlığın en karanlık yüzüdür ve bu karanlığa boyun eğmeyeceğiz. İktidarın cezasızlık politikalarına karşı, hayvan haklarının etkin bir şekilde korunmasını ve yasaların güçlendirilmesini bir kez daha talep ediyoruz.
Adalet, yalnızca insanlar için değil, bu gezegeni paylaştığımız tüm canlılar içindir. Muzaffer Şen gibi katillerin özgürce dolaşmasına izin vermeyeceğiz! Hayvanlara yönelik her saldırı, yaşam hakkına karşı bir saldırıdır ve biz, bu saldırılara karşı direnmeyi bir görev biliyoruz.
Hayvanlara karşı işlenen suçların cezasız kalmaması için yetkilileri derhal göreve çağırıyoruz. Adaletin tesis edilmesi için mücadelemizi yükselteceğiz ve geri adım atmayacağız. Adaletin sulamadığı toprakta isyan çiçek açar!”
Basın açıklamasının ardından hayvan sever gruptan üç kişi failin evine giderek katledilen kedilerin fotoğraflarını bıraktı.