HABER7
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen‘in manevi oğlu olarak bilinen basketbolcu Enes Kanter sosyal medya hesabından paylaştığı bir video ile çarpıcı itiraflarda bulundu. Dünyadaki FETÖ‘cülere çağrı yaptığı bir video yayınlayan Kanter, örgüte milyonlarca dolar kaptırdığını duyurdu.
110 MİLYON DOLAR NEREDE?
Kanter, FETÖ‘nün içerisindeki ‘ağabey’ dediği kişilere bugüne kadar kazandığı tüm parayı yani 110 milyon dolarını verdiğini söyledi. Parayı örgüte aktardıktan sonra nereye gönderildiğini ve ne yapıldığını bile sormadığını belirten FETÖ‘cü Kanter, şu anda küçük bir evde kirada yaşadığını, arabasının bile olmadığını belirtti. Kanter, gönderdiği milyon dolarların öncelikle Türkiye olmak üzere dünyadaki FETÖ‘cülere aktarıldığını da sözlerine ekledi.
Kanter yayınladığı videoda şu sözleri sarf etti;
“Uzun zamandır birçok arkadaşımız Enes Kanter banka hesabını niye açıkladı, o kadar parayı niye verdi, 110 milyon dolar nereye gitti diye soruyor. Birçok gittiğim sohbette belki şakayla karışık arkadaşımız zaten Enes’in tuzu kuru, adamın bankada milyonlarca doları sürdüğü milyon dolarlık arabası var diyenlere de hakkımı helal ediyorum. Benim ne evim var ne de arabam. Hala küçük bir evde kirada yaşarım arabam da yoktur. ‘O kadar para nereye gitti.?’ Bu parayı kontrol eden kişilere güvenim tamamen sonsuz”
HAKAN ŞÜKÜR DE DOLANDIRILDIĞINI AÇIKLAMIŞTI
Enes Kanter FETÖ tarafından dolandırılan ilk kişi değil. Türkiye’den ABD’ye kaçan firari Hakan Şükür de geçmişte yayınladığı video ile ABD‘de FETÖ’cüler tarafından dolandırıldığını söylemişti. 15 Temmuz hain darbe girişimi öncesinde ABD‘ye kaçan Şükür, ülkeye geldiğinde örgütteki isimlere tüm mal varlığını kaptırdığını söylemişti. Şükür, ABD’de yaşadığı olayda tüm birikimini kaybettiğini duyurmuştu.
Şükür şu ifadeleri kullanmıştı;
“Burada da hem onu da söyleyeyim arkadaşlar, onunla ilgili de bir soru gelmiş. Amerika’da yaşarken çok güvendiğiniz arkadaşlarınızla dolandırılmaya varan şeyler yaşadım ben.
Bunun ismi onlar adına dolandırma mı? Onlar ticaret diyorlar, ben dolandırma diyorum. Yani bir işi bilmemek veya bir işin sıkıştığı anda parasını kullanmak dolandırıcılıktır.
Ben buraya kendi çapımda çocuklarımın sigortasını bozarak, İsviçre’de biraz da birikimimizi getirmiştik. Bunların hepsini biz kaybettik. Esnaflık bilmediğimiz için lisan bilmediğimiz için bazı hatalar yaptık, yanlışlar yaptık kaybettik.
Bunların içerisinden çıkabilmek çok zor. Yani bir tarafta ciddi sıkıntılar yaşıyorsunuz, Türkiye’den gelmişsiniz, ayakta kalmaya çalışıyorsunuz, güvendiğiniz insanlarla bir şey yapalım derken bir de onlardan tokadı yiyorsunuz. Sınav içerisinde sınav derler ya öyle bir şey.
Bunları yaşamak beni ve aileme tabi ki çok yıprattı. İçe kapandık. Kimseyle görüşmüyoruz. Çocuklarımızın eğitimine kendimizi adadık.”