TOBB Türkiye Eğitim Meclis Başkan Yardımcısı ve Nesibe Aydın Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mirkan Aydın, velilerin satın alma gücündeki düşüş sebebiyle kapasitesi 3 milyon olan özel okulların yarısının boş olduğunu söyledi. Türkiye’de 12 bin okul olmasına rağmen fiyatı 1 milyonu geçen okul sayısının 10 civarında olduğunu belirten Aydın, özellikle fiyat artış tavanlarının çok sayıda okulu mali yönden güç durumda bıraktığını bildirdi.
Eğitimin temel bir ihtiyaç olduğunun altını çizen Aydın, yüzde 10 olan KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi gerektiğini aktardı. Özel okullardaki öğretmen ücretlerine de değinen Aydın, öğretmenlere yönelik 5 yıllık vergi muafiyeti getirilmesi halinde, bu farkları öğretmenlere verileceğini kaydetti. Ekonomim’den Hüseyin Gökçe’ye konuşan Mirkan Aydın, özel okulların 3 milyon kapasitesi olmasına rağmen 1.5 milyon öğrenci bulunduğunu belirterek, talebin yerinde saymasını, küresel kriz ve yüksek enflasyon sebebiyle velilerin satın alma gücündeki düşüşe bağladı. Bir dönem özel okullara yapılan yönlendirmeyle eğitimde özel okulların payının yüzde 10’u gördüğünü anlatan Aydın, bugün söz konusu oranın tekrar yüzde 8,5’e gerilediğini bildirdi.
“VELİLER ÇOCUĞUNU 13 YIL ÖZEL OKULA GÖNDERMEKTEN KAYGILANIYOR”
Bunu özellikle çocuğu ilk kez okula başlayacak velilerin davranışlarında gördüklerini ifade eden Aydın, “Önceden özel okular en yoğun kaydı anaokulu ve birinci sınıfta alırlardı, şimdi veli 13 sene bu standartta devam ettirme kaygısı duymaya başladı mali profili açısından ve bir geri çekilme gözleniyor” dedi.
Özel okul ücret artış tavanı uygulandığı dönemi hatırlatan Aydın, o dönemde kümülatif olarak memur maaşları ve asgari ücretin yüzde 500 civarında arttığını buna karşılık özel okul ücretlerindeki artışın yüzde 350’de kaldığını dile getirdi. Aydın okul ücretindeki artışın yüzde 36.7 ve yüzde 56 ile sınırlandırıldığı dönemde enfl asyonun ise her iki yıl da yüzde 100’e yaklaştığını belirtti. İmkanı kısıtlı özel okulların maliyetlerini karşılayamayarak küçülmeye gitmek zorunda kaldığına dikkat çeken Aydın, yıllık ücreti 1 milyon lira olan okul ile 250 bin lira olan okulun aynı tavana tabi olmasının az ücret alan okulları batma noktasına getirdiğini ifade etti.
Bunun özellikle dar gelirli ailelere hitap eden özel okulların darboğaza girmesine veya kapanmasına yol açtığının altını çizen Aydın, “Türkiye’de 12 bin okul ruhsatı var ama hep 1 milyon liralık okulların ismini duyuyoruz. Ankara’da zaten böyle bir okul yok, İstanbul’da ise 10’u geçmez yüksek ücret alan okul sayısı. Genel olarak bakıldığında özel okulların genel bir yüksek ücret profili yok” değerlendirmesinde bulundu. OECD ülkelerinde özel okulların arz veya talep yönüyle desteklendiği bilgisini veren Mirkan Aydın, bunun ya prim, vergi, öğretmen maaşı desteği yönüyle ya da okullara kira yardımı gibi doğrudan destekle sağlandığını bildirdi. Aylık net maaşı 50 bin lira olan eğitim personeli için özel kurumun 45 bin lira da vergi, prim ve diğer haklara yönelik harcama yaptığını bildiren Mirkan Aydın, özellikle ekonomik sıkıntı dönemlerinde SGK prim muafiyetini getirilmesini önerdi.
“VERGİDEN DÜŞÜLEN TUTAR YILLIK GELİRİN YÜZDE 10’UYLA SINIRLI”
Beyannameye tabi olanların, gelirlerinin yüzde 10’unu aşmamak şartıyla eğitim giderlerini indirme hakkında sahip olduğunu dile getiren Mirkan Aydın, bu sınırlamanın hem özel okuldan hizmet alımını zorlaştırdığını hem de farklı gelir seviyesine sahip veliler arasında haksızlığa sebep olduğunu aktardı.
“EĞİTİM LÜKS BİR HARCAMA DEĞİL, KDV’Sİ YÜZDE 10 OLMAMALI”
Eğitimin bir lüks olmadığının altını çizen Aydın, devletin ücretsiz verdiği eğitim hizmeti yerine özel okullardan hizmet satın alan velilerden yüzde 10 KDV alınmasının da haksız bir durum ortaya çıkardığını belirtti. Mirkan Aydın, özel eğitimde KDV’nin yüzde 1’e çekilmesinin ekonomik yönden fayda sağlayacağını ifade etti.
patronlardunyasi.com